güzel duygu

Herkese Merhabalar. Adım Aylin. Lise son sınıfta okuyan kasabalı bir kızım. Çok güzel bir kız olmama rağmen bu yaşıma kadar bir tek erkek arkadaşım olmadı. Ailem biraz tutucu olduğu için kızlarla bile arkadaşlık etmeme pek izin vermez. Tek kız arkadaşım uzaktan da akrabamız olan Seher. Seher de benim gibi içine kapanık, fakat son derece güzel bir kız.Bahçemizdeki sarı ayvaların olduğu günlerdeydi. Annemden izin alarak Seher’le birlikte kasabanın hemen dışında olan bahçemize ayva toplamaya gitmiştik. Hava çok sıcak olduğu için biraz serinleyip elimizi yüzümüzü yıkamak için derenin kenarına inmiştik. Biraz serinledikten sonra Seher, “Ben ufak su dökeyim” diyerek ilerideki ayva ağaçlarının altına doğru yürürken bende sırtüstü çimenlerin üzerine uzanarak cıvıl cıvıl kuş seslerini dinlemeye başladım… Aradan beş dakika geçmemişti ki yanıma soluk soluğa Seher gelerek, “Gel Aylin, gel… Neler gördüm, neler” diyerek kolumdan çekiştirerek ayva ağaçlarının olduğu yere götürüp bir ayva ağacının arkasına sinerek, “Bak, bak” diye ilerideki çalılığı gösterdi. O yana baktığımda heyecandan küçük dilimi yutacak gibi oldum. Köyün çobanı Halil, çimenlerin üzerine kasabanın fahişe Ayşe’sini yatırmış soluk soluğa sikiyordu. Seher’le ikimiz ayakta heyecan içinde bu sevişmeyi seyrediyorduk. Bir ara Seher’in arkasına geçtim ve sıkıca sarılarak çoban Halil ile Ayşe’nin sikişmelerini seyretmeye başladım. Çoban Halil o an gözümde çok güçlü bir erkek olarak görünüyordu. Ayşe’ye çığlıklar attırıyor, yerde yılan gibi kıvrandırarak sikiyordu. Bu arada önümün ıslandığını hissettim. Farkında olmadan önümü Seher’in dolgun kalçalarına sürttüre sürttüre bende azmıştım. Bu sürtünmelerimden Seher de etkilenmiş olacak ki, bir yandan kalçalarını çalkalayıp amcığıma bastırıyor, bir yandan da elini eteğinin içine sokmuş kendi amını karıştırıyordu. Çoban Halil ile Ayşe bizi de baştan çıkartmışlardı. Birden elimi Seher’in eteğinin içine soktum ve donunu çekerek amını avuçlamaya başladım. Seher bu hareketim üzerine bana döndü ve o da aynısını yaparak benim amımı okşamaya başladı. İki genç kız hem çoban Halil ile Ayşe’nin sikişmelerini seyrediyor, hem de birbirimizin amcıklarını okşayarak kendimizden geçiyorduk.Az sonra çoban Halil işini bitirip de Ayşe’nin üstünden kalktığında önünde kol gibi yarrağı sallanıyordu. İçimden, “Amanııın, iyi ki Ayşe’nin yerinde değilim. Ama Ayşe ne de olsa fahişe. Böyle büyük yaraklara alışıktır” diyerek tekrar Seher’in amcığını avuçlamaya başladım. Seher ile ayakta kuru birer yaprak gibi savruluyor, birbirimizin amcıklarını okşarken inim inim inliyorduk.Seher bir ara kendini öylesine kaybetmişti ki, bacaklarımın arasına girdi ve amcığımın dudaklarını aralayıp, aynı dondurma yalar gibi amımı yalamaya başladı. Zevk çığlıkları atmamak için dudaklarımı ısırıyor, ama bir yandan da Seher’in başını amcığıma bastırarak daha da sert dil darbeleri atmasını arzuluyordum. Bu arada amcığım su içinde kalmış, adım adım pembe bulutların üzerine uçuyordum.Sonunda biz de çoban Halil ile Ayşe gibi titreye titreye işimizi bitirip toparlandık. Ama bu olayı Seher de, ben de unutmamız mümkün olmadı. Şimdi Seher ile ne zaman baş başa kalsak çoban Halil ile Ayşe’den söz edip, sonra da birbirimizi avuçlamaya başlıyoruz. Ayva bahçesindeki bu anımızı herhalde ömür boyu unutamayacağız

Bir cevap yazın